Manası:
Bağışlayan, esirgeyen; bütün yarattıkları için iyilik ve merhamet isteyen; sevdiğini-sevmediğini ayırdetmeyerek bu dünyada onlara sayısız nimetler veren.


 

Manası:
Bağışlayan, esirgeyen, çok merhamet eden; dünyada kendisine inanıp emirlerine uygun bir şekilde yaşayanları ahirette sonsuz nimetlerle mükafatlandıracak olan.


 04- el-Meliku

Manası:
Görünen ve görünmeyen bütün âlemlerin, bütün kâinatın sahibi; tek ve mutlak hükümdarı.
 

Manası:
Hatadan, gafletten, acizlikten ve her türlü eksiklikten uzak; bütün üstün ve güzel sıfatların sahibi.
 

Manası:
1-Her türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran. 2-Kendisi her türlü eksiklik, ayıp, afet ve belalardan uzakta olan. 3-Cennete girmiş mutlu kullarına selâm eden.


 

Manası:
1-Gönüllerde iman ışığı uyandıran. 2-Kendisine sığınanlara aman verip onları koruyan, rahatlatan. 3-Verdiği söze güvenilen.


 

Manası:
Kâinatın bütün işlerini düzenleyen, gözeten, yöneten
 

Manası:
1-Değerli, şerefli, güçlü. 2-Mağlub edilmesine imkan olmayan, her zaman galip olan.
 

Manası:
1-İradesini her durumda yürüten, dilediğini zorla yaptırmaya gücü yeten. 2-Yaratılmışların halini iyileştiren, eksikleri tamamlayan, kırılanları onaran.
 

Manası:
Herşeyde ve her olayda büyüklüğünü gösteren.
 

Manası:
Yoktan var eden, herşeyin varlığını ve varlığı boyunca görüp geçireceği halleri tayin ve tesbit eden ve ona göre yaratan.
 

Manası:
1-Herhangi bir modeli örnek almaksızın bütün varlıkları yaratan. 2-Herşeyin organ ve kısımlarını uygun ve dengeli bir halde yaratan.
 

Manası:
Herşeye bir şekil ve özellik veren.
 

Manası:
Daima affeden, mağfireti pek çok.
 

Manası:
Herşeye her istediğini yapacak şekilde gâlib ve hâkim.
 

Manası:
Her çeşit nimeti hiçbir karşılık beklemeden devamlı ve bol bol veren.
 

Manası:
Yaratılmışlara faydalanacakları şeyleri ihsan eden, bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren.
 

Manası:
1-Bütün anlaşmazlıkların nihâi hakemi olarak mutlak adâleti gerçekleştiren. 2-Her türlü müşkülleri açan ve kolaylaştıran, iyilik kapılarını açan.
 

Manası:
Herşeyi hakkıyla, çok iyi bilen.
 

Manası:
1- Rızkı tutan, sıkan, daraltan 2- Canlıların ruhunu alan.
 

Manası:
1- Rızkı genişleten, açan, bol bol veren. 2- Ruhları bedenlere yerleştirip yayan.
 

Manası:
Alçaltan, zillete düşüren, yukarıdan aşağıya indiren.
 

Manası:
Yükselten, izzet ve şeref bahşeden, yukarı kaldıran.
 

Manası:
İzzet veren, yücelten, ağırlayan.
 

Manası:
Alçaltan, zillete düşüren, hor ve hakîr eden.
 

Manası:
Her şeyi en iyi işiten, duyan.
 

Manası:
Her şeyi en iyi gören.
 

Manası:
Son hükmü veren, hükmeden, hakkı yerine getiren.



Manası:
1-Mutlak adalet sahibi, çok adaletli. 2- Aşırılığa meyletmeyen.

Manası:
Yarattıklarının canını aldıktan sonra âhiret hayatı için tekrar yaratan.

 

Manası:
Hayat veren, can bağışlayan, sağlık veren.

 

Manası:
Kendisince takdir edilmiş ve kendisince malum vakti gelince yarattıklarının canını alan, öldüren. Canlı bir mahlukun ölümünü yaratan.

 

Manası:
Başlangıçsız ve sonsuz bir hayatla dâimâ diri.

 

Manası:
1- Herşeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinâtı idare eden. 2- Gökleri, yeri ve herşeyi tutan

 

Manası:
1- İstediğini, istediği zaman bulan. 2- Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan müstağnî.

 

Manası:
1- Şanı, şerefi büyük. 2- Kerem ve müsamahası bol.

 

Manası:
1- Tek. Zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde aslâ ortağı, benzeri ve dengi bulunmayan. 2- Bölünüp parçalara ayrılmayan.

 

Manası:
Arzu ve ihtiyaçları sebebiyle her varlığın kendisine yöneldiği; ancak kendisi hiçbir şeye muhtaç bulunmayan ulular ulusu varlık. İhtiyaçların ve ızdırapların giderilmesi için tek merci.

 

Manası:
Herşeye ve istediğini, istediği gibi yapmaya gücü yeten, tam kudret sahibi.

 

Manası:
1- Herşeye gücü yeten, kudretli. 2- Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden.

 

Manası:
İstediğini ileri geçiren, öne alan.

 

Manası:
İstediğini geri koyan, arkaya bırakan.

 

Manası:
Varlığının başlangıcı olmayan, ilk.

 

Manası:
Varlığının sonu olmayan, son.

 

Manası:
1- Varlığını ve birliğini belgeleyen birçok delilin bulunması açısından âşikâr, apaçık. 2- Rabb oluşunun ve birliğinin apaçık huccetleri yanında, etkisi her varlıkta gözlenen sonsuz kudreti sebebiyle herşeyin üstünde olan, tek gâlib. 3- Kendisine inanan kullarının bakış ve düşüncelerinde âşikâr olan.

 

Manası:
1- Zâtının görülmemesi ve mâhiyetinin bilinmemesi açısından gizli. 2- Kendisine inanmayanların bakış ve düşüncelerinden gizlenen. 3- Herşeyin içine nüfûz eden, herşeye herşeyden daha yakın olan.

 

Manası:
Kâinâtı ve her an olup biten olayları tek başına düzenleyen ve yöneten. Kâinatın tek hakimi ve yöneteni.

 

Manası:
1- Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü herşeyden, her hal ve tavırdan pek yüce. 2- İzzet şeref ve hükümranlık bakımından en yüce.

 

Manası:
1- İyilik eden, iyiliği ve mükâfâtı çok olan. 2- Sözünü yerine getiren.

 

Manası:
Kullarını tevbeye teşvik edip onların tevbelerini kabul eden, günahları affeden.

 

Manası:
Suçluları layık ve müstehak oldukları şekilde cezalandıran.

 

Manası:
1- Affı çok. 2- İnsanların günahlarını kendilerinde hiçbir sorumluluk kalmayacak şekilde affeden.

 

Manası:
Şefkatli, pek merhametli, pek müşfik.

 

Manası:
Mülkün ezelî ve ebedî sahibi.

 

Manası:
Büyüklük ve kerem sahibi.

 

Manası:
1- Bütün işlerini denk, birbirine uygun ve yerli yerinde yapan. 2- Adaletle hükmeden.

 

Manası:
1- İstediğini istediği zaman, istediği yerde toplayan. 2- Bütün mahlukâtı hesaba çekmek üzere kıyamet gününde bir araya toplayan. 3- Evrendeki tüm varlıkları tam bir âhenk içinde toplayıp düzenleyen. 4- Bütün övgü ve erdemleri zatında toplayan.


 

Manası:
Çok zengin ve herşeyden müstağnî olan, kendi dışındaki herşeyin O'na muhtaç olduğu varlık.


 

Manası:
Zenginlik veren, ihtiyaçtan kurtaran.